STEAMPUNK: geçmişteki gelecek fantazisi


sofistike fantastik kurgu sevenler için

Detay ve inceliğe önem veriyorsanız, çok değil sadece 100 yıl önce yaşamış olmak istiyorsanız, elektronik zamanlarda, mekanik ve biraz da gotik severim diyorsanız o zaman adını 20. yüzyılın son çeyreğinde almış 19. yüzyıla şöyle bir bakmanızda fayda var; Steampunk


Bugün steampunk olarak tanımladığımız tür, 19. Yüzyılda sanayileşmenin önü alınmaz hızı ile paralel değişim gösteren Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’nın sosyo-kültürel yapısının eseridir.

Makinelerin gücü ile hükmetme, ezelden beri iktidar hırsı ile dolu insanoğlunu büyülemiş, her gelişmede yaşadığımız gibi fayda için yola çıkılan yenilikler daha çok zarara yol açmışlardır.

Döneme damgasını vuran, sanayileşmenin sembolü ise buhardır bu yüzden içinde buhar yoksa o steampunk değildir gibi yanılgılara düşmeyelim zira dönemi tanımlamak için 100 yıl sonra seçilen bir kelime onu dar kalıplar içinde değerlendirmemize neden olursa amacından sapmış olur.

Bugün Steampunk olarak adı konulan türün konusu olan dönem 19. Yüzyıldır, sanatı, mimarisi, kültürü, ekonomisi ve teknolojisi ile 19. Yüzyıl ve konu alanımızın özellikle 19. yüzyıl ilk çeyreği (1804 Tram Waggon/1830 Rocket) ile başlayıp 20. Yüzyılın ikinci çeyreğine (1937 LZ-129 Hindenburg kazası) kadar uzanmasından dolayı 1900 dönemi olarak adlandırılması da gayet yerindedir, Steampunk ne kadar 80’lerin alternatif edebiyatına ait bir terim olduğu vurguluyorsa, 1900 de o kadar ait olduğu dönemin zerafetini taşımaktadır.

Başlarken,

Temel özet için Edwardian Amerika'ya ve buharla gelişen sanayinin bölgedeki fantastik bilim kurgu etkisine bakmak gerekiyor zira Avrupa'daki zıttı akım daha sonra steampunk kavramının içini doldurandır, 1800 - 1900 dönemi göçmen Amerika'nın yerli Amerika'ya karşı kesin zaferini ilan ettiği ve kıta iktidarını küresel boyuta taşımanın altyapısını oluşturduğu dönemdir işte bu dönemde Amerikan edebiyatındaki fantastik bilim kurgu buharlı makinelere hükmeden bir sınıfın diğer sınıfa olan üstünlüğünü konu alır, modifiye trenler, mekanik yaratıklar, denizaltı balonlar ve zeplinlerle genelde kumanda koltuğunda oturan çocuk yaştaki kahramanların zafer hikayeleridir dönemin fantastik bilim kurgu eserleri, tabii baktığımızda küçük bir sınıf üstün mekanik tasarımları ve zenginlikleri ile mutlu yalıtılmış bir hayat sürerken diğer yandan o toprakların gerçek sahipleri birer canavar, yokedilmesi gereken vahşiler gibi anlatılmaktadır zira yerli halk, göçmenlerin 19. yüzyıl lüks yaşantısı için tehdit olarak görülmektedir, bu yüzden bu döneme ait eserler "Punk" olmak bir yana tamamen emperyalist altyapıya sahiptirler.

Farkı anlatmak için bu dönemde Amerika Edisonette yaklaşımı benimserken Avrupa Tesla'yı anlıyordu diyebiliriz.

Edwardian-Victorian dönemin bilim kurgu edebiyatı dendiğinde Mary Shelley(1791-1851 İngiltere) Jules Verne(1828-1905 Fransa) H.G. Wells (1866-1946 İngiltere) ilk akla gelen yazarlardır, eserlerde okyanusun diğer tarafında olduğu gibi saldırgan bir tutum değil makinelerle ve icatlarla ulaşılabilecek olasılıkların heyecanı vardır, incelikli teknik detayların yanında bunların topluma ve bireye olan etkileri de ön plana çıkmaktadır, ancak hikaye sadece mekanik icatlara övgü değil bu gelişimin insanı nasıl ele geçirdiğine dair bir eleştridir de, ki işte tam bu nokta kapitalist yükselişin dönemi 1980'lerde modern fantastik bilim kurguda punk yaklaşımın edwardian-victorian 19. yüzyıla dönüp bakmasında en önemli rolü oynamıştır.

Bu ideolojik unsur bir yana 1980'den günümüze hızını kesmemiş olan daha fazla tüketim için daha fazla üretim ve bu sonucu olan özensiz ve estetikten uzak dünya karşısında 19. yüzyılın ince detaylarının cazibesi artmıştır, kıyafetlerden, mobilyalara, binalardan, ulaşım araçlarına her unsurun yapımında görsel beğeni ve kaliteli işçilik ön plandadır.

Art Nouveau Mimariye Örnek (1900)

Steampunk ile Gotik nerede kesişiyor dersek, sanayi devrimi ile birlikte mekanik icatların romantik meydan okuma rolünü üstlenen kesimin karşıtı olan grubun "biz makinelere değil makineler bize hükmediyor" yaklaşımı 19. yüzyılda victorian dönemin tam ortasına gotik üslubu tekrar yerleştirmiştir, bu yeni mekanik dünya gerçektir, bununla doğaya ya da diğer bir canlıya üstünlük sağlayamayız ancak yaşam bu icatların gölgesinde sürecek ve genelde olduğu gibi madalyonun diğer yüzü de olacaktır, işte pirinç sarısı pırıl pırıl madalyonun diğer yüzü çinkosu eksik bakırdır ve bu yüz dönemin gotik yüzüdür.

Steampunk yazımız haftaya devam edecek, bu haftanın yazısını figüratif bakış ile kapatalım

WETA rayguns - Manmelter


WETA rayguns - unnatural selector


bib fortuna 05.10.2010