BLACKSAD : Dünya, insanların hayvanlar gibi davrandığı bir orman


...ve Figüratif Blog'ta pek tabii BLACKSAD (Canales/Guarnido)

 
Guarnido'nun üstün çizimleri ile antropomorfik karakter tasarımları ve 1950'ler film noir tarzı Canales hikayesi birleşince, hızına yetişmesi zor 21. yüzyıl tüketim dünyası çizgi roman sanatında modern bir klasik olmaya aday Blacksad ile tanıştı, Blacksad her açıdan, güncel kullan-at, hemen tüket hevesini al zihniyetine meydan okuyan bir çalışmaydı, 2000 yılının Kasım ayında çıkan ilk cilt tek başına sadece Fransa'da 200.000 kopya satınca tüm dikkatler İspanyol Guarnido / Canales ikilisine çevrildi.


Bu harika ikilinin buluşması ve Blacksad'in ortaya çıkışı da biraz tesadüf eseri oldu tabii, Granada/İspanya doğumlu Juanjo Guarnido, Granada sanat okulunu bitirdikten sonra marvel da dahil bazı çizgi roman işleri yaptı ancak bunlar sevdiği işi yaparak geçinmesi için yeterli değildi, bu yüzden Madrid'e taşınma kararı aldı ve burada Juan Diaz Canales ile tanıştı bu tanışma 90'larda ortak bir iş yapma imkanı tanımış olmasa da ilerleyen yıllarda Guarnido'nun Walt Disney serüveni için Paris'e taşınması ve Disney'den ayrıldıktan sonra eskiden çizgi roman projesini paylaştığı Canales ile tekrar irtibata geçmesini sağladı, Lucas'ın elindeki proje ile kapı kapı dolaşmasına benzer bir şekilde ikili Fransasız yayınevlerini dolaştılar ve sonunda Dargaud Yayıncılık(Asterix, Red Kit, Tenten, Djinn, Pilote) ile anlaşarak Kasım 2000'de Blacksad'in ilk cildini(Somewhere between the shadows) çıkardılar.


2003 yılında 2. album Arctic Nation yayınlandı ve yine hem okuyuculardan hem eleştirmenlerden tam not aldı.

1. cilt Somewhere Between the Shadows'un aldığı ödüller:
Prix de la Découverte (Sierre International Comics Festival)
Avenir Prize (Lys-lez-Lannoy Festival) 
Best Artwork Award at Grand Prix Albert Uderzo

2. cilt Arctic Nation'ın aldığı ödüller:
Prize for Artwork (Angoulême International Comics Festival)
Prize Awarded by the Audience (Angoulême International Comics Festival)
Virgin Prize for Best Album (prix Virgin Megastore de la BD 2004)

Aynı zamanda her yıl San Diego Comic Con'da verilen Eisner ödüllerine de çok sayıda Amerikan çizgi romanı arasında 3 dalda aday gösterildi:
Best Graphic Album New 
Best U.S. Edition of Foreign Material
Best Painter / Multimedia Artist 



Orijinal dilleri olan Fransızca ve İspanyolca'nın dışında aralarında Türkçe'nin de olduğu 18 farklı dile çevrilerek yayınlanan Blacksad çizgi romanlarının 3.sü Red Soul 2005 yılında, Dark Horse'un ilk üç cildi Mart 2010'da Amerika'da yayınlamasının ardından 4. yeni album Hell, Silence'ın Eylül 2010'da Fransa'da Dargaud tarafından yayınlanmasıyla 2009 yılı boyunca süren yeni bir Blacksad geliyor mu dedikodularına da böyle heyecanlı bir nokta konmuş oldu.

Ülkemiz çizgi roman severlerinin ilk önce Yapı Kredi Yayınlarına ait Doğan Kardeş dergisinde tanıştığı bu seri geçen ay Yapı Kredi'nin son derece kaliteli cildi ile 2 album birlikte Türkçe olarak çizgi roman severlere sunuldu, Somewhere Between the Shadows(1) ile Arctic Nation(2)'ı birleştiren bu cildi Red Soul(3) & Hell, Silence(4)'ı birleştiren 2. bir cilt takip edecek.


Neden bu kadar güzel :) evet çok seviyoruz tamam ama nedir bunun sebebi ? 

Başta da belirttiğim gibi her şeyden önce hem yaratıcı ikili hem de takip eden kitle tüket-at süreci dahilinde yaşamıyorlar hayatı, üretimdeki özen sanatı tüketen kitleye de aynı şekilde yansımış durumda, tabii bu yaklaşım tek başına yeterli değil zira tek başına kalırsa idealist bir iyi niyet gösterisinden öteye gidemezdi, tasarım kesinlikle etkileyici ve merak uyandırıcı baş unsur olarak karşımıza çıkıyor:
Antropomorfik karakter tasarımı / Antropomorfizm : insan biçimcilik 
İnsan niteliklerinin doğa güçlerine, hayvanlara, tanrılara ya da cansız objelere verilmesi , bu ilk çağlardan bu yana insanlığın farklı kültür ve uygarlıklarda kendi ifadesi için kullandığı bir yöntemdir.

 Mısır Tanrısı Inpu(Anubis)

Bir Helen Uygarlığı olan Komagene Krallığından Kartal başlı insan vucütlu heykel (Nemrut Dağı)


...ve Blacksad uygarlığı :)

Blacksad karakterlerinde belirgin bir özellik, seçilen hayvanın karaktere yaptığı göndermelerdir, tercihler rastgele ve sadece göze hoş görünsün amaçlı değil aynı zamanda uyumludur bununla gelen espriler okuma keyfini ve sürükleyiciliği arttırır.

Çizimlerdeki kirli görüntü 1950'ler karanlığı için özellikle tercih edilmiş olup, çizgi ve boyama kalitesi için büyük emek ve mesai harcanmıştır bunun biz okurlara getirisi ise tüm bu antropomorfik tasarım içinde gerçekçiliği yaşama fırsatı vermesidir ki aslında tüm hikayenin kurgusal gerçeklik değil de sadece gerçeğin daha sofistike bir estetik anlayışın eseri olarak kör gözüne değil dolaylı bir anlatımla bize sunulduğunu John Blacksad kendisi çok ta güzel söylemektedir: Dünya, insanların hayvanlar gibi davrandığı bir orman


Hikaye ile ilgili spoiler vermeden Figüratif bakış ile yazımızı bitirelim :
 Blacksad polyresin büst serisinin ilk serisinden 1. John Blacksad büstü

 Oldsmill polyresin büst

Her biri 2000 kopya üretim limiti ile üretilmiş 1.  Blacksad mini büst serisi

Büst serisinin devamında çıkan 2. John Blacksad büstü


John & Weekly heykeli 41cm. yüksekliğinde 550 kopya limit ile sınırlı
Attakus Galerie Collection

                                                                                                                                Bib Fortuna 12.2010
                                                                                                                                                                                   Figüratif







Hubert de Lartigue: 1950 pin-up bugün !

Paris pin-up / Lartigue

Ara verdiğimiz blog yazılarımıza çağdaş çizer Hubert de Lartigue ile devam ediyoruz !

1963 Angers/Fransa doğumlu Lartigue, Ecole Duperré ve Ecole Estienne okullarında öğrenim gördüğü dönemlerde farklı bilim kurgu çizgi romanları için çizimler yapmıştır.

2000'lere gelindiğinde, 1950 pin-up sanatını çağdaş zamanda en iyi uygulayan illüstratörlerden biri olarak adını duyurdu.

Paris New York / Lartigue

Fransız pin-up sanatının babası olarak bilinen Pierre Laurent Brenot(1913-1998) ile Amerikan pin-up sanatının önde gelen isimlerinden Alberto Vargas'ın (1896-1982) ve dönemin diğer usta sanatçılarının çizgisinde olan eserleri ile Lartigue 20. yüzyıl ortası Fransız-Amerikan pin-up estetiğini 21. yüzyıla taşıyabilmiş ender çizerlerdendir.

Bettie in Space / Lartigue

Vertige / Lartigue

Les Baguettes - Lartigue

Figüratif bakışa konu olacak Lartigue işi ise sanatçının Les Baguettes eserindeki model ile aynı adı taşıyan Attakus heykeltraşları tarafından yapılan Octavie heykelidir, çağdaş pin-up sanatından önemli bir örneğin iki boyuttan üç boyuta geçişi olan bu heykel 50cm. uzunluğunda ve 34,5 cm. yüksekliğinde büyük ölçek bir çalışmadır, sadece 50 kopya üretilmiş olan heykelin sertifikaları Hubert De Lartigue imzalıdır.

Octavie - Lartigue - Attakus




                                                                                                                                                     Bib Fortuna 11.2010
                                                                                                                                                                                   Figüratif

STEAMPUNK (2) cazibesi



Geçen haftaki yazımızda geçmişteki gelecek fatanzisi olan Steampunk’a bir giriş yaptık, bu hafta bu tanımı biraz daha açalım, özellikle vurgulanması gereken nokta ismin dönemine ait değil 20. Yüzyıl son çeyreğine ait olduğu noktasıdır, bu da demek oluyor ki Jules Verne Steampunk yazarı değildir, bu cümledeki net ifade ”pek tabii değil” tepkisi doğursa da Nautilus’un gövde tasarımından iç dekorasyonuna kadar tüm unsurları gördüğümüzde steampunk tepkisi veririz, bu durumda tanımı yaparken şunu netleştirmekte fayda var, 1990 yılında yazılmış, 1890 yılında geçen ancak 1890 yılı bakış açısı ile gelecek teknolojisi kullanılan bir hikayedir steampunk, Jules Verne ise döneminin fantastik bilim kurgu yazarıdır zira Verne yazdığı dönemde gelecek fantazisi kurmaktadır, geçmişte değil.

Bu türü ilginç ve cazip yapan unsurlara değinmiştik, dönemin 2nd Empire mimari tarzı, Victorian/Edwardian kıyafetler, Art Nouveau mobilyalar ile raygunların buluşması, dev zeplinlerin, zırhlı araçların tamamen mekanik aksesuarların ince pirinç süslemelerle bezenmiş hali estetik açıdan modern dünyanın tatsız dokusuna harika bir alternatif sunmakta ve bizi içine çekmekte.

Postmodern bir alt kültür ?

Bu durumda Steampunk, modern zamanların yükselen değeri kapitalizmin göbeğinde yani 1980’ler sonrasında, modernizm sonrası bir alternatif olduğuna göre gayet tabii postmodern bir tür olarak tanımlanabilir, diğer yandan sanayileşme ile gelen modernizmin tekniği olan montaj tekniği de konumuz dahilindedir, işte postmodernist steampunk burada alternatif sunduğu modernizmin en önemli unsurlarından olan montajı alıp kullanmaktadır, ancak yine hangi steampunk noktasını hatırlayalım, 1890 tarihli Victorian/Edwardian eserde kullanılan montaj tamamen işlevsel olmakla birlikte 1990 yılına gelindiğinde montaj, işlevi geri planda bırakan görsel bir hal almıştır hatta ve hatta kolaj ile girift bir yapıya bürünmüştür zira artık bir edebiyat türü olan fantastik kurgu, bir akıma dönüşmüş, güncel baskın olmadığından ve zamanını temsil etmediğinden dolayı da alternatif bir akım, bir alt kültür haline gelmiştir,

80 günde devri alemde Phileas Fogg’un kıyafeti zamanına aitken aynı kıyafet bugün çağdaş değildir, her ne kadar gönderme geçmişe olsa da eser ve yarattığı akım ve takipçileri geçmişte değil günümüzde yaşamaktadırlar, işte işlevini görselliğe bıraktığı noktada Steampunk montajın yanına kolajı da ekler, birbiriyle uyumlu olan parçaların birleştirilerek işler hale gelmesi dışında tamamen uyumsuz parçaların bir bütünü oluşturması da Steampunk’ın konusudur ve cazibesidir zira günümüzde geçmişteki gelecek fantazisi son 50 yılın gelişmelerine de konu olmuş, yapılan icatlar ve günlük kullanımdaki eşyaları dönüştüren alt kültür üyeleri hazırdan yola çıkan birer mucit olmuşlardır.

STEAMPUNK COSPLAY ÖRNEKLERİ

Sinemada Steampunk unsurlar özellikle güzel filmlerde karşımıza çıkar, neden ? Steampunk güzeldir de ondan, aklın yolu bir diyelim =)

Sleepy Hollow - Ichabod Crane(Johnny Depp)

Resim Ekle

Lemony Snicket'ı Talihsiz Serüvenler Dizisi

Kayıp Çocuklar Şehri (jean pierre jeunet & marc caro)

Bu haftaki figüratif bakışta iki farklı örnek:


STEAMPUNK: geçmişteki gelecek fantazisi


sofistike fantastik kurgu sevenler için

Detay ve inceliğe önem veriyorsanız, çok değil sadece 100 yıl önce yaşamış olmak istiyorsanız, elektronik zamanlarda, mekanik ve biraz da gotik severim diyorsanız o zaman adını 20. yüzyılın son çeyreğinde almış 19. yüzyıla şöyle bir bakmanızda fayda var; Steampunk


Bugün steampunk olarak tanımladığımız tür, 19. Yüzyılda sanayileşmenin önü alınmaz hızı ile paralel değişim gösteren Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’nın sosyo-kültürel yapısının eseridir.

Makinelerin gücü ile hükmetme, ezelden beri iktidar hırsı ile dolu insanoğlunu büyülemiş, her gelişmede yaşadığımız gibi fayda için yola çıkılan yenilikler daha çok zarara yol açmışlardır.

Döneme damgasını vuran, sanayileşmenin sembolü ise buhardır bu yüzden içinde buhar yoksa o steampunk değildir gibi yanılgılara düşmeyelim zira dönemi tanımlamak için 100 yıl sonra seçilen bir kelime onu dar kalıplar içinde değerlendirmemize neden olursa amacından sapmış olur.

Bugün Steampunk olarak adı konulan türün konusu olan dönem 19. Yüzyıldır, sanatı, mimarisi, kültürü, ekonomisi ve teknolojisi ile 19. Yüzyıl ve konu alanımızın özellikle 19. yüzyıl ilk çeyreği (1804 Tram Waggon/1830 Rocket) ile başlayıp 20. Yüzyılın ikinci çeyreğine (1937 LZ-129 Hindenburg kazası) kadar uzanmasından dolayı 1900 dönemi olarak adlandırılması da gayet yerindedir, Steampunk ne kadar 80’lerin alternatif edebiyatına ait bir terim olduğu vurguluyorsa, 1900 de o kadar ait olduğu dönemin zerafetini taşımaktadır.

Başlarken,

Temel özet için Edwardian Amerika'ya ve buharla gelişen sanayinin bölgedeki fantastik bilim kurgu etkisine bakmak gerekiyor zira Avrupa'daki zıttı akım daha sonra steampunk kavramının içini doldurandır, 1800 - 1900 dönemi göçmen Amerika'nın yerli Amerika'ya karşı kesin zaferini ilan ettiği ve kıta iktidarını küresel boyuta taşımanın altyapısını oluşturduğu dönemdir işte bu dönemde Amerikan edebiyatındaki fantastik bilim kurgu buharlı makinelere hükmeden bir sınıfın diğer sınıfa olan üstünlüğünü konu alır, modifiye trenler, mekanik yaratıklar, denizaltı balonlar ve zeplinlerle genelde kumanda koltuğunda oturan çocuk yaştaki kahramanların zafer hikayeleridir dönemin fantastik bilim kurgu eserleri, tabii baktığımızda küçük bir sınıf üstün mekanik tasarımları ve zenginlikleri ile mutlu yalıtılmış bir hayat sürerken diğer yandan o toprakların gerçek sahipleri birer canavar, yokedilmesi gereken vahşiler gibi anlatılmaktadır zira yerli halk, göçmenlerin 19. yüzyıl lüks yaşantısı için tehdit olarak görülmektedir, bu yüzden bu döneme ait eserler "Punk" olmak bir yana tamamen emperyalist altyapıya sahiptirler.

Farkı anlatmak için bu dönemde Amerika Edisonette yaklaşımı benimserken Avrupa Tesla'yı anlıyordu diyebiliriz.

Edwardian-Victorian dönemin bilim kurgu edebiyatı dendiğinde Mary Shelley(1791-1851 İngiltere) Jules Verne(1828-1905 Fransa) H.G. Wells (1866-1946 İngiltere) ilk akla gelen yazarlardır, eserlerde okyanusun diğer tarafında olduğu gibi saldırgan bir tutum değil makinelerle ve icatlarla ulaşılabilecek olasılıkların heyecanı vardır, incelikli teknik detayların yanında bunların topluma ve bireye olan etkileri de ön plana çıkmaktadır, ancak hikaye sadece mekanik icatlara övgü değil bu gelişimin insanı nasıl ele geçirdiğine dair bir eleştridir de, ki işte tam bu nokta kapitalist yükselişin dönemi 1980'lerde modern fantastik bilim kurguda punk yaklaşımın edwardian-victorian 19. yüzyıla dönüp bakmasında en önemli rolü oynamıştır.

Bu ideolojik unsur bir yana 1980'den günümüze hızını kesmemiş olan daha fazla tüketim için daha fazla üretim ve bu sonucu olan özensiz ve estetikten uzak dünya karşısında 19. yüzyılın ince detaylarının cazibesi artmıştır, kıyafetlerden, mobilyalara, binalardan, ulaşım araçlarına her unsurun yapımında görsel beğeni ve kaliteli işçilik ön plandadır.

Art Nouveau Mimariye Örnek (1900)

Steampunk ile Gotik nerede kesişiyor dersek, sanayi devrimi ile birlikte mekanik icatların romantik meydan okuma rolünü üstlenen kesimin karşıtı olan grubun "biz makinelere değil makineler bize hükmediyor" yaklaşımı 19. yüzyılda victorian dönemin tam ortasına gotik üslubu tekrar yerleştirmiştir, bu yeni mekanik dünya gerçektir, bununla doğaya ya da diğer bir canlıya üstünlük sağlayamayız ancak yaşam bu icatların gölgesinde sürecek ve genelde olduğu gibi madalyonun diğer yüzü de olacaktır, işte pirinç sarısı pırıl pırıl madalyonun diğer yüzü çinkosu eksik bakırdır ve bu yüz dönemin gotik yüzüdür.

Steampunk yazımız haftaya devam edecek, bu haftanın yazısını figüratif bakış ile kapatalım

WETA rayguns - Manmelter


WETA rayguns - unnatural selector


bib fortuna 05.10.2010

ASHLEY WOOD


Figüratif anasayfada bu hafta: ASHLEY WOOD


Avusturalyalı illüstratör ve çizgi roman sanatçısı Ashley Wood bu hafta figüratif anasayfamızda,
İngiliz Judge Dredd Comic'te çalıştığı dönemde Marvel ve DC gibi tanınmış yayıncılara çizgi roman kapakları ve farklı illüstrasyon işleri yapmış olmasının dışında Wood daha sonra McFarlane'a ait Image Comics için çalışmalar yapmıştır.
Spawn - Ashley Wood

Doomed - Ashley Wood

Ashley Wood'un kendine özgü tarzı sanat hayatının her döneminde öne çıkmış olsa da özellikle son yıllarda IDW yayıncılıkla birlikte bir modern klasik olan Tank Girl yorumlaması, Metal Gear Solid konsept çizimleri ve %100 Ashley Wood Popbot ile bir köşetaşı haline gelmiştir.


Figüratif Bakış:


ThreeA Toys - 1/12 ölçek Berti Deep Powder - Ashley Wood WWR serisi


ThreeA Toys - 1/12 ölçek Bramble Marine - Ashley Wood WWR serisi

ThreeA Toys - 1/6 ölçek Popbot